Düşün , Merak Et , Hayal Kur.









FONETİK ALFABESİ




Fonetik sözcüğü, Yunanca'dan türemiştir.

Aslına baktığımızda günümüze gelen birçok anlam ve kavram Yunanistan, bir başka deyişle Yunan Mitolojisine kadar gider. Bunun en büyük nedeni ise, bilge insanların bu ülkeden çıkması olarak gösterilmiştir. Yunanistan, zamanının adeta filozof cenneti olarak bilinir. Filozofların sayesinde birçok anlam ve kavram önce Avrupa'ya sonrada Dünya'ya yayılmıştır.

Yine Yunanca'dan türeyen fonetik kelimesi, ''phone'' sözcüğünden gelmektedir. İngilizcede telefon olarak bildiğimiz ''phone'' değil, ses kelimesi manasında kullanılan sözcükten gelmiştir. Yani işitilen ve duyulan anlamını taşıyan ''phonetikos'' sözcüğünden türemiştir. Fonetik kendi içinde farklı alanları barındırır. Modern dilbilim, sinir bilimi, akustik bilim, biyoloji, tıp ve diğer bilimlerle ilişkisi olan alanlardır.

Aşağıda fonetik simgeler ve İngilizce'deki okunuşları hakkında uzunca bir liste mevcut. Her simgenin yanında parantez içerisinde Türkçe'de nasıl telaffuz edildikleri şeklinde kısa bilgiler de mevcut. Alt kısımlarında ise örnek kelimeler ve onların altında da Türkçe okunuşları var. Türkçe okunuşlarda büyük harfle yazılı kısımlar vurgunun olduğu hecelerdir. Simgelerin ve harflerin yanlarındaki ":" işareti ise, o simge ya da harfin uzun telaffuz edileceği anlamına gelmektedir.

English Vowels / Ünlüler

ʌ

(Türkçe’de “ağaç” kelimesindeki ilk “a” harfinin okunuşu gibi

come, run, comfort, company, enough, blood, funny, monkey, stomach, result

/kam/, /ran/, KAM-fıt/, /KAM-pıni/, /i-NAF/, /blad/, /FA-ni/, /MAN-ki/, /STA-mık/, /ri-ZALT/

ɑ

(Türkçe’de “ağaç” kelimesindeki ilk “a” harfinin okunuşu gibi)

task, dark, jar, charm, guard, father, rather

/ta:sk/, /da:k/, /ca:/, /ça:m/, /ga:d/, /FA:-dzı/, /RA:-dzı/

æ

(Türkçe’de “dert” kelimesindeki “e”nin okunuşu gibi)

bad, cat, gas, chat, lamb, lamp, fat, thank, exact

/bæd/, /cæt/, /gæs/, /çæt/, /lam/, /læmp/, /fæt/, /tsænk/, /ig-ZÆKT/

e, ɛ

(Türkçe’de “kedi” kelimesindeki “e”nin okunuşu gibi)

bed, red, get, text, deaf, kept, then, very, seven

/bed/, /red/, /get/, /tekst/, /def/, /kept/, /dzen/, /VE-ri/, /SE-vn/

i

sit, pit, fit, city, king, rich, symbol, become

/sit/, /pit/, /fit/, /Sİ-ti/, /kinG/, /riç/, /SİM-bıl/, /bi-KAM/

i:

(Türkçe’de “ani” kelimesindeki “i”nin okunuşu gibi)

see, sea, tree, people

/si:/, /si:/, tri:/, /Pİ:-pl/

ɔ

(Türkçe’de “dal” kelimesindeki “a”nın okunuşu gibi)

hot, dog, not, want, cough, solid, Austria, foreign, involve

/hɔ t/, /dɔg/, /nɔt/, /wɔnt/, /kɔf/, /Sɔlid/, /ɔS-triı/, /Fɔrın/, /in-VɔLV/

ɔ:

(Türkçe’de “o” uzun okunacak)

law, saw, form, short, bought, thought, caught, fault, water, author, appal

/lɔ:/, /sɔ:/, /fɔ:m/, /şɔ:t/, /bɔ:t/, /θɔ:t/, /kɔ:t/, /fɔ:lt/, /Wɔ:-tı/, /ɔ:-θı/, /ı-Pɔ:L/

ʊ

(Türkçe’de “uğur” kelimesindeki ikinci “u”nun okunuşu gibi)

could, would, should, would, push

/kud/, /wud/, /şud/, /wud/, /puş/

u:

(Türkçe’de “uğur” kelimesindeki ilk “u”nun okunuşu gibi)

soon, pool, boot, cool, goose, June, tomb, through, music, presume

/su:n/, /pu:l/, /bu:t/, /ku:l/, /gu:s/, /cu:n/, tu:m/, /θru:/, /MYU:/zik/, /pri-ZYU:M/

ɜ:

(Türkçe’de “ö” harfinin okunuşu gibi)

her, earn, bird, turn, church, germ, nurse, thirst, journey, journal, amateur

/hö:/, /ö:n/, /bö:D/, /tö:n/, /çö:ç/, cö:m/, nö:s/, /θö:st/, CÖ:-ni/, /CÖ:-nıl/, /Æ-mı-TÇÖ:/

ə

(Türkçe’de “kır” kelimesindeki “ı”nın okunuşu gibi)

about, along, attempt, salad, breakfast, effort, picture, company, companion

/ı-BAUT/, /ı-L@NG/, /ı-TEMPT/, /SÆ-lıd/, /BREYK-fıst/, /E-fıt/, /PİK-çı/, /KAM-pıni/, /kım-PÆN-yın/

English Consonants / Ünsüzler

p

pen, tip, public, upper, pepper, capable, power, sport

/pen/, /tip/, /PAB-lik/, /A-pı/, /PE-pı/, /KEY-pıbl/, /PAU-ı/, /sp@:t/

b

bed, bad, web, bee, bubble, October

/bed/, /bæd/, /web/, /bi:/, /BA-bl/, /@K-TOU-bı/

t

two, bet, letter, quantity, Atkinson, tomato, potato

/tu:/, /bet/, /LE-tı/, /KW@N-titi/, /ÆT-kinsın/, /tı-MA:-TOU/, /pı-TEY-TOU

d

good, did, odd, admire, bed-time, garden, width, chased, begged, downtown, middle

/gu:d/, /did/, /@d/, /ıd-MAYR/, /BED-TAYM/, /GA:-dn/, /widθ/, /çeyzd/, /begd/, /DAUN-TAUN/, /midl/

(Türkçe’de “ç” harfinin okunuşu gibi)

chair, choose, chalk, church, nature, furniture, bitch, question, lecture, orchard, enchant

/çeı/, /çu:z/, /ç@:k/, /çö:ç/, /NEY-çı/, /FÖ:-niçı/, /biç/, /KWES-çın/, /LEK-çı/, /@:-çıd/, /in-ÇA:NT/

(Türkçe’de “j” harfinin okunuşu gibi)

gin, Jean, joy, edge, gem, James, George, pigeon, religion, gymnastic, Greenwich, Norwich, sandwich

/cin/, /ci:n/, /joi/, /ec/, /cem/, /ceymz/, /c@:c/, /Pİ-cin/, /ri-Lİ-cın/, /cim-NÆS-tik/, /GRİ-nic/, /N@-ric/, /SÆN-wic/

k

come, came, cat, kill, queen, thick, conquer, character, chemist, Christmas

/kam/, /keym/, /kæt/, /kil/, /kwi:n/, /KW@-tı/, /θik/, /K@N-kı/, /KÆ-rıktı/, /KE-mist/, /KRİS-mıs/

g

go, get, beg, big, egg, gas, guard, gown, tiger, sugar, dogmatic

/gou/, /get/, /beg/, /big/, /eg/, /gæs/, /ga:d/, /gaun/, /TAY-gı/, /ŞU-gı/, /D@G-MÆ-tik/

f

fit, fat, fence, foot, food, safe, loaf, half, tough, enough, philosophy, lieutenant

/fit/, /fæt/, /fens/, /fut/, fu:d/, /seyf/, /louf/, /ha:f/, /taf/, /i-NAF/, /fi-L@-sıfi/, /lef-TE-nınt/

v

vest, vast, vicar, vase, voice, vulgar, volume, very, have, give, wives, wave

/vest/, /va:st/, /Vİ-kı/, /va:z/, /v@is/, /VAL-gı/, /V@L-yum/, /VE-ri/, /hæv/, /giv/, /wayvz/, /weyv/

θ

thin, thing, theme, theft, thank, think, thought, thumb, smith, bath, method, author, sympathy

/tsin/, /tsing/, /tsi:m/, /tseft/, /tsænk/, /tsink/, /ts@:t/, /tsam/, /smits/, /ba:ts/, /ME-tsıd/, /@:-tsı/, /SİM-pıtsi/

ð

this, these, then, that, father, rather, gather, worthy, hither and thither

/dzis/, /dzi:z/, /dzen/, /dzæt/, /FA:-dzı/, /RA:-dzı/, /GÆ-dzı/, /WÖ:-dzi/, /Hİ-dzıın-DZİ-dzı/

s

see, city, less, psalm, serious, gross, places, ceases, exercises, paradise, precise

/si:/, /Sİ-ti/, /les/, /sa:lm/, /Sİ:-ıriıs/, /grous/, /PLEY-siz/, /Sİ:-siz/, /EK-sı-SAY-ziz/, /PÆ-rı-DAYS/, /pri-SAYS/

z

zoo, zones, easy, raizor, his, hers, trees, dogs, ideas, raise, rose, scissors, reserves, diseases

/zu:/, /zounz/, /İ:-zi/, /REY-zı/, /hiz/, /hö:z/, /tri:z/, /d@gz/, /reyz/, /rouz/, /Sİ-zız/, /ri-ZÖ:VZ/, /di-Zİ:-ziz/

ʃ

(Türkçe’de “ş” harfinin okunuşu gibi)

she, shout, shoe, sure, sugar, wish, leash, marsh, emotion, ocean, precious, partial, assure, machine

/şi:/, /şaut/, /şu:/, /şuı/, /ŞU-gı/, /wiş/, /li:ş/, /ma:ş/, /i-MOU-şn/, /OU-şn/, /PRE-şıs/, /PA:-şl/, /ı-ŞUI/, /mı-Şİ:N/

ʒ

(Türkçe’de “viraj” kelimesindeki “j”nin okunuşu gibi)

seizure, pleasure, treasure, leisure, enclosure, composure, prestige, massage, espionage, beige

/Sİ:-jı/, /PLE-jı/, /TRE-jı/, /LE-jı/, /in-KLOU-jı/, /kım-POU-jı/, /PRES-Tİ:J/, /MÆ-SA:J/, /ES-piı-NA:J/, /beyj/

h

hat, hit, heat, hook, hold, here, hard, behind, behave, inhabit, dishearten, childhood

/hæt/, /hit/, /hi:t/, /huk/, /hould/, /hiı/, /ha:d/, /bi-HAYND/, /bi-HEYV/, /in-HÆ-bit/, /dis-HA:-tn/, /ÇAYLD-HUD/

m

make, man, ham, information, mnemonic

/meyk/, /mæn/, hæm/, /İN-fı-MEY-şn/, /ni:-M@-nik/

n

no, tin, soon, pond, own, done, ignorance, enrol, enthusiasm

/nou/, /tin/, su:n/, /p@nd/, /oun/, /dan/, /İG-nırıns/, /in-ROUL/, /in-TSU:-ziæzm/

ŋ

(Türkçe’de “dingil” kelimesindeki “ng” harflerinin okunuşu gibi)

young, ring, long, king, finger, singer, younger, anchor, handkerchief

/yang/, /ring/, l@ng/, /king/, /FİNG-ı/, /SİNG-ı/, /YANG-ı/, /ÆNG-kı/, /HÆNG-kı-Çİ:F/

l

(Türkçe’de “delik” kelimesindeki “l”nin okunuşu gibi)

"clear": leave, lake, look, large, along, million... "dark": feel, field, people, bell, table, noble, milk, health

/li:v/, /leyk/, /luk/, /la:rc/, /ı-L@NG/, /MİL-yın/... /fi:l/, /fi:ld/, /Pİ:-pl/, /bel/, /TEY-bl/, /NOU-bl/, /milk/, /helts/

r

red, rash, reason, very, wrong, write, arrange, prove, crowd, rarer, recruit, retrograde

/red/, /ræş/, /Rİ:-zn/, /VE-ri/, /r@ng/, /rayt/, /ı-REYNC/, /pru:v/, /kraud/, /RÆ-rı/, /ri-KRU:T/, /RET-rou-GREYD/

w

we, wet, wag, warm, wool, wife, word, wear, weird, away, waiver, what, which, when

/wi:/, /wet/, /væg/, /w@:m/, /wul/, /wayf/, /wö:D/, /weı/, /wiıd/, /ı-WEY/, /WEY-vı/, /wh@t/, /whiç/, /when/

j

(Türkçe’de “y”)

yes, yard, yatch, beyond, million, value, beauty, huge, human, queue, music, new, onion, familiar, simultaneous

/yes/, /ya:d/, /y@t/, /bi-Y@ND/ , /MİL-yın/, /VÆL-yu/, /bi-YU-ti/, /hyuc/, /HYU:-mın/, /kyu:/, /MYU:-zik/, /nyu:/, /@N-yın/, /fı-MİL-yı/, /simıl-TEYN-yıs/

English Diphthongs / "Kayan" Seslikler

(Türkçe’de “ney” kelimesindeki “ey”in okunuşu gibi)

day, pay, game, daisy, table, scale, break, change, James, neighbour, railway, player

/dey/, /pey/, /geym/, /DEY-zi/, /TEY-bl/, /skeyl/, /breyk/, çeync/, /ceymz/, /NEY-bı/, /REYL-WEY/, /PLEY-ı/

(Türkçe’de “ay” kelimesinin okunuşu gibi)

my, fly, time, find, child, tried, cries, height, buy, eye, choir, aisle, quite, vine, resign

/may/, /flay/, /taym/, /faynd/, /çayld/, /tçrayd/, /krayz/, /hayt/, /bay/, /ay/, /kwayr/, /ayl/, /kwayt/, /vayn/, ri-ZAYN/

ɔɪ

(Türkçe’de “toy” kelimesindeki “oy”un okunuşu gibi)

boy, toy, oil, noise, employer, royal, voice, choice, soil

/boy/, /toy/, /oyl/, /noyz/, im-PLOY-ı/, /ROY-ıl/, /voys/, /çoys/, /soyl/

əʊ

(Türkçe’de “ou” ile “ov” karışımı bir şekilde taleffuz edilir)

no, know, don't, only, home, toast, vote, hope, motion, Joseph

/NOU/, /nou/, /dount/, /OUN-li/, /houm/, /toust/, /vout/, /houp/, /MOU-şın/, /COU-zif/

(Türkçe’de “pilav” kelimesindeki “av”ın okunuşu gibi)

out, loud, house, now, vow, cow, town, flower, thousand, allowable, coward

/aut/, /laud/, /haus/, nau/, /vau/, /kau/, /taun/, /FLAU-ı/, /THAU-znd/, /ı-LAU-ıbl/, /KAU-ıd/

ɪə

(Türkçe’de “iı” şeklinde telaffuz edilir)

ear, near, here, hear, dear, deer, beer, beard, weird, weary, idea, career, theatre

/iı/, /niı/, /hiı/, /hiı/, /diı/, /diı/, /biı/, /biıd/, /wiıd/, /WİI-ri/, /ay-DİI/, /kı-RİI/, /THİI-tı/

(Türkçe’de “eğer” kelimesindeki ikinci “e”nin okunuşu gibi)

air, hair, pair, care, chair, share, wear, there, vary, Sarah

/eı/, /heı/, /peı/, /keı/, /çeı/, /şeı/, weı/, /dzeı/, /VEI-ri/, /SEI-rı/

ʊə

(Türkçe’de “aşure” kelimesindeki “u”nun okunuşu gibi)

sure, surely, poor, poorer, tour, cure, cured

/şuı/, /ŞUI-li/, /puı/, /PUI-rı/, /tuı/, /kyuı/, /kyuıd/

NEDEN YABANCI DİL ÖĞRENEMİYORSUNUZ?

YABANCI DİLİ NİÇİN ÖĞRETEMİYORUZ? YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE İLETİŞİMSEL DİL ÖĞRETİM YÖNTEMİNİN İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA

Yazar : Cem ÖZKURT

Geçen zaman içerisinde Dil Öğretimi Yöntemleri birçok değişikliğe uğramıştır.Bu çalışmada, var olan birçok dil öğretimi yaklaşımının...

More